Haftalar öncesinden söyledik: “Avukat Semih Aksoy geliyor” dedik. Görünen köy kılavuz istemezdi, nitekim dediklerimiz çıktı.
Ama gelin görün ki Murat Mirzaoğlu dönemi, Ceyhan MHP’nin kara kutusu gibi… Kapat kapat, açılmayan dosyalarla dolu. Neydi derdi? Partiyi büyütmek mi? Hayır. Teşkilatı ayağa kaldırmak mı? O da değil. Tek bir şey vardı aklında: Koltuk! Koltuk öyle bir hale geldi ki, adeta davadan da, teşkilattan da, ülkücü iradeden de kıymetli oldu gözünde.
⸻
Koltuk mu, dava mı?
Mirzaoğlu’nun döneminde MHP Ceyhan teşkilatı darmadağın oldu. Adam, partiyi böldü, eksiltti, milletin emeğini hiçe saydı. Sonra da “kapıyı çarpıp” çekip gitti. Ama giderken geride kırık dökük bir masa, küskün bir teşkilat ve “koltuk aşkı” bıraktı.
Partililerin gözünde artık dava ikinci plandaydı; çünkü başkanın tek derdi koltuğu korumaktı. İnsanlar, “Biz ülkücüyüz, davamız var” derken, o sadece “Ben başkanım, koltuğum var” diyordu. İşte aradaki fark buydu.
⸻
İhale peşinde koşan siyaset
Gizli kamera skandalı… CHP Belediyesi’nden ihale kovalama… Parti toplantılarında dinlemeler… Yöneticiler arka arkaya istifa ediyor, beyefendi hala koltuğa yapışıyor. Millet şikayet ediyor, o kulağını tıkıyor. Yetmezmiş gibi akşamları iki tek atıp keyfine bakıyor. Ceyhan siyasetinde böyle bir tablo daha önce görülmedi.
Bir ilçe başkanının işi partisini büyütmek, davasını anlatmak, insanları kucaklamak değil mi? Ama onun derdi hep farklıydı. Bir gün gizli kameralar, bir gün ihale söylentileri, bir gün küstürdüğü dava arkadaşları… Dışarıdan bakıldığında MHP teşkilatı değil, adeta dedikodu kazanı gibi görünüyordu.
⸻
Esen rüzgârın adı: Semih Aksoy
Halbuki bundan 10 yıl önce aynı koltuğa Semih Aksoy oturmuştu. Ne gizli kamera vardı, ne ihale pazarlığı, ne de partilileri kovan bir tavır… Tam tersine Ceyhan’da esen rüzgârın adı Semih Aksoy’un siyaseti olmuştu. Partililer kenetlenmiş, dava büyümüştü.
Semih Aksoy döneminde herkesin yüzünde bir tebessüm, yüreğinde bir umut vardı. Çünkü dava insanı dediğin, kendi çıkarını değil, teşkilatının menfaatini düşünür. İşte Aksoy o yıllarda bunu yapmıştı.
Bugün yeniden aynı manzara var. Semih Aksoy’un ilçe başkanlığına atanmasıyla MHP Ceyhan’da yıllardır özlenen hava geri döndü. Daha ilk günden teşkilat toparlandı, küskünler barıştı, umut tazelendi. “Artık yeniden eski günlere dönüyoruz” diyenlerin sesi Ceyhan’ın dört bir yanında yankılandı.
⸻
Velhasıl…
Murat Mirzaoğlu’nun koltuk sevdası tarihe gömüldü.
Semih Aksoy’un rüzgârı ise Ceyhan’da yeniden sert esmeye başladı.
Çünkü siyaset, ihale peşinde koşmakla değil, milleti arkasına almakla yapılır.
Çünkü koltuk, içkiden boşalan kadeh gibi değil; dava için dolu bir yürek ister.
Çünkü dava, şahsi çıkarın değil, milletin geleceğinin adıdır.
Ve çünkü Ceyhan, artık “eski günler”ine değil, yeni bir geleceğe bakıyor.
Bugün Ceyhan’da ülkücüler tek ses, tek yürek olmuşsa; bunun sebebi kişisel çıkar değil, davaya inanmış bir liderin varlığıdır. Bu dava koltukla büyümez, koltuksuz da ayakta kalır. Ama dava adamı varsa, işte o zaman tarih yazılır.





